En büyük tedavi, sigaranın bırakılmasıdır
Dr. Öğr. Üyesi Fatma Görgülü, göğüs hastalıkları uzmanlarının en çok takip ettiği hasta grubunun KOAH hastaları olduğunu belirterek, ”Özellikle pandemi nedeniyle, son sekiz aydır hasta takibi ve tedavisi giderek zorlaştı. KOAH hastalarının tedirginliği de hayli arttı’ diyerek konu hakkında bilgi verdi. İşte detaylar.
KOAH, akciğerde hava akımını sağlayan bronşlarda kalıcı darlık, sürekli inflamasyon ve ilerleyen dönemde oksijen oluşumunun azalması ve solunum sıkıntısına varan kronik bir hastalıktır.
Bir başka ifadeyle, bronşit olunduğunda yaşanan hissin sürekli hale gelmesi, eforla nefes darlığının oluşması ve en kötüsü bir aşamadan sonra artık geri dönüş şansının kalmamasıdır.
En büyük etken sigara
Akciğerde sürekli bir inflamasyon halinin olması, bronşların giderek kalıcı şekilde daralmasına, sürekli balgam üretimine, en hafif viral enfeksiyonlara karşı akciğerin daha kolay ve hızlı şekilde enfeksiyonla dolmasına sebep olur.
Akciğerin kendisini temizleme mekanizması, savunma gücü bozulduğundan, çok kolay pnömoni (zatürre) olma, oksijen seviyesinde düşme yaşanma ve antibiyotik tedavisine rağmen zor iyileşmeye yol açmaktadır.
KOAH’ın ortaya çıkmasının nedenleri arasında, sigara ilk sıralarda yer almaktadır. Çoğu kişi tarafından bilindiği üzere, en çok sigara içimine bağlı olarak meydana gelmektedir.
Genetik faktörler hala belirsizliğini korurken, 20 yıldan fazla günde ortalama 1 paket sigara içen bir kişinin erken veya ileri evre KOAH olma ihtimali neredeyse kesindir. En büyük tedavi, sigaranın bırakılmasıdır.
Sigara dışında diğer sebep olan faktörler ise, mesleki maruziyet (maden işçiliği, tahıl çiftçiliği, hayvan yetiştiriciliği, kimyasallara maruziyet), yoğun hava kirliliği, odun ve kömür dumanı, tezek yakımıyla oluşan dumana maruz kalmak gibi faktörlerdir.
KOAH 4 evreden oluşuyor
İlk iki evrede uygulanan tedavi ve sigaranın bırakılmasıyla, hastalığın kısmen durdurulabiliyor. 3. evrede ise tedavi süreci giderek zorlaşıyor. Son evre olan 4. evrede ise artık hasta oksijene bağımlı şekilde yaşamaya başlıyor.
4. Evre, artık hastanın oksijene bağımlı yaşamak zorunda kaldığı, giderek zorlanan akciğere bağlı kalbin yorulması ve pulmoner hipertansiyon dediğimiz kalp-akciğer arası ana damarda basınç yüksekliğinin oluşması, sonrasında hastada artık kalp yetmezliği semptomlarının da gelişmesine rastladığımız en zor evredir.
Hastada protein kaybı, kas erimesi, solunum kaslarının yorulması nedeniyle giderek nefes almanın zorlaşması, oksijen cihazı dışında basınçla nefes almaya destek olacak cihazların (CPAP-BPAP) kullanılması zorunluluğu oluşmaktadır. En son aşamada, hastalarımızı maalesef solunum yetmezliği nedeniyle, yoğun bakımda vantilatör desteğine almak zorunda kalınıyor.
KOAH hastası, daha çok zorlanır
KOAH, diğer kronik hastalıklar gibi (hipertansiyon, kalp hastalıkları, diyabet) COVID-19 tedavisinde bizi zorlayıcı ek hastalıkların başında gelmektedir. Virüsün bulaşmasını hızlandıran bir etken olmamakla beraber, hastalık saptandıktan sonra akciğerin daha kolay etkilenmesi, zatürre oluştuysa çok daha zor tedavi edilmesine sebep olmaktadır.
Zaten, COVID-19 zatürresi nedeniyle hasta oksijen düşüklüğü ile savaşırken, bir yandan da oksijen oluşumunun zaten zor olduğu KOAH mevcut olunca, maalesef hasta için zorlu süreç uzamaktadır. Bu nedenle, KOAH hastalarına zatürre aşısı öneriyoruz.
KOAH tanısı almamış ama sigara içen veya bırakmış, sık sık bronşit olan, öksürük ve balgam şikayeti tekrarlayan, üst solunum yolu enfeksiyonu uzayan ve göğüs ağrısı ile nefes darlığı şikayetleri belirginleşen herkesin mutlaka bir hekime başvurması gerekiyor.
Gerekli tetkiklerle KOAH ise bir an evvel tedavisi düzenlenmelidir. Son yıllarda tedaviyle ilgili önemli aşamalar kat edilmiş olup, özellikle sigara bırakılması, fiziksel aktivitede artış ile hastalarımız ciddi anlamda rahatlamaktadır.
Mevcut uygulanan tedavide, daralan hava yollarını açmaya yönelik nefes yoluyla alınan inhaler ilaçlar ilk sırada yer almaktadır. Kronik balgam oluşumunu azaltmaya yönelik antienflamatuar tedavilerden de fayda görülmektedir.